Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

teslim etmek

  • 1 afdragen

    teslim etmek v

    Nederlands-Turks mini woordenboek > afdragen

  • 2 afleveren

    teslim etmek v

    Nederlands-Turks mini woordenboek > afleveren

  • 3 здавати

    teslim etmek

    Українсько-турецький словник > здавати

  • 4 здати

    teslim etmek

    Українсько-турецький словник > здати

  • 5 ausliefern

    teslim etmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > ausliefern

  • 6 turn sb over to

    teslim etmek

    English to Turkish dictionary > turn sb over to

  • 7 surrender

    teslim olmak; teslim etmek; hakkindan vazgeçmek, feragat etmek; teslim; vazgeçme, feragat; iptal

    English to Turkish dictionary > surrender

  • 8 give in

    teslim olmak, boyun egmek; teslim etmek, vermek

    English to Turkish dictionary > give in

  • 9 abliefern

    teslim etmek
    vermek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > abliefern

  • 10 liefern

    teslim etmek
    yollamak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > liefern

  • 11 zustellen

    teslim etmek
    vermek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > zustellen

  • 12 сдавать

    несов.; сов. - сдать
    1) devretmek; teslim etmek

    сдать де́ло но́вому рабо́тнику — işi yeni görevliye devretmek

    сдать ва́хту — мор. vardiyayı teslim etmek / devretmek

    сдать това́р зака́зчику — malı siparişçiye teslim etmek

    сдава́ть ору́жие — silahını teslim etmek

    э́ти парово́зы давно́ сданы́ в музе́й — bu lokomotifler çoktan müzelere kaldırılmıştı

    сдать заво́д в эксплуата́цию — fabrikayı işletmeye açmak

    2) (geri) vermek, iade etmek; bırakmak

    сдать ве́щи в бага́ж — eşyayı bagaja vermek

    сдать пальто́ на ве́шалку — paltosunu vestiyere bırakmak

    сдава́ть кровь (о доноре) — kan vermek / bağışlamak

    сдать что-л. в ремо́нт — tamire vermek, tamir ettirmek

    3) (внаем, в аренду) kiralamak, kiraya / icara vermek
    4) разг. üstünü vermek

    сдать сда́чу — paranın üstünü vermek

    5) ( карты) vermek, dağıtmak

    сдать экза́мен — sınavı vermek

    за́втра он сдаёт экза́мен — yarın sınava giriyor

    сдать экза́мен по фи́зике на "хорошо́" — sınavda fizikten iyi almak

    сдать го́род неприя́телю — şehri düşmana teslim etmek

    8) düşmek; bozulmak

    он си́льно сдал по́сле боле́зни — разг. hastalıktan sonra çok düştü

    ••

    моро́з сдаёт — soğuk düşüyor

    Русско-турецкий словарь > сдавать

  • 13 surrender

    n. vazgeçme, feragat, teslim, bırakma, teslim etme, teslim olma, iptal etme, iade
    ————————
    v. vazgeçmek, bırakmak, feragat etmek, teslim etmek, teslim olmak, boyun eğmek, pes etmek, kapılmak, kendini bırakmak
    * * *
    1. teslim ol (v.) 2. teslim (n.)
    * * *
    [sə'rendə] 1. verb
    1) (to yield: The general refused to surrender to the enemy; We shall never surrender!) teslim olmak
    2) (to give up or abandon: He surrendered his claim to the throne; You must surrender your old passport when applying for a new one.) vazgeçmek, bırakmak
    2. noun
    ((an) act of surrendering: The garrison was forced into surrender.) teslim (olma)

    English-Turkish dictionary > surrender

  • 14 submit

    v. sunmak, ibraz etmek, arzetmek, önermek, öne sürmek, boyun eğmek, itaat etmek, kendini adamak, teslim etmek
    * * *
    1. sun 2. teslim et
    * * *
    [səb'mit]
    past tense, past participle - submitted; verb
    1) (to yield to control or to a particular kind of treatment by another person etc: I refuse to submit to his control; The rebels were ordered to submit.) boyun eğmek
    2) (to offer (a plan, suggestion, proposal, entry etc): Competitors for the painting competition must submit their entries by Friday.) teslim etmek, sunmak
    - submissive
    - submissively
    - submissiveness

    English-Turkish dictionary > submit

  • 15 признавать

    несов.; сов. - призна́ть
    1) врз tanımak

    призна́ть но́вое прави́тельство — yeni hükumeti tanımak

    я его́ призна́л то́лько по го́лосу — onu ancak sesinden tanıyabildim

    2) itiraf etmek, ikrar etmek; kabul etmek, kabullenmek; teslim etmek

    признава́ть свою́ вину́ — kabahatını / suçunu itiraf etmek

    призна́ть чье-л. превосхо́дство — birinin üstünlüğünü kabul etmek / kabullenmek

    призна́ть чью-л. правоту́ — birinin haklı olduğunu teslim etmek

    он призна́л де́вочку свои́м ребёнком — kızın kendi çocuğu olduğunu kabul etti

    3) saymak; görmek

    призна́ть кого-л. вино́вным — suçlu görmek

    призна́ть кого-л. побеждённым спорт. — yenik / mağlup saymak

    при́знано ну́жным приня́ть ме́ры — önlemler alınması gerekli görüldü

    Русско-турецкий словарь > признавать

  • 16 вручать

    sunmak,
    teslim etmek,
    dağıtmak
    * * *
    несов.; сов. - вручи́ть
    sunmak; (eline) vermek; teslim etmek; dağıtmak

    вруча́ть награ́ды — ödüllerini sunmak / vermek

    вруча́ть дипло́мы — diploma dağıtmak

    вруча́ть свою́ судьбу́ кому-л. перен.kaderini birinin ellerine teslim etmek

    Русско-турецкий словарь > вручать

  • 17 доставлять

    ulaştırmak,
    teslim etmek,
    dağıtmak
    * * *
    несов.; сов. - доста́вить
    1) ulaştırmak; teslim etmek; dağıtmak

    доставля́ть пи́сьма и газе́ты — mektup ve gazete dağıtmak

    он доста́вил вам письмо́? — mektubu size teslim etti mi?

    доставля́ть гру́зы морски́м путём — yükleri deniz yoluyla ulaştırmak

    тебя́ доста́вят туда́ на маши́не — seni oraya arabayla götürecekler

    доставля́ть ра́дость и весе́лье — sevinç ve neşe vermek

    доставля́ть огорче́ние — üzüntü vermek

    доставля́ть беспоко́йство кому-л.birini tedirgin etmek

    фильм доста́вил нам большо́е удово́льствие — film bize büyük bir zevk verdi

    Русско-турецкий словарь > доставлять

  • 18 give in

    vermek, teslim etmek, teslim olmak, kabullenmek
    * * *
    1) (to stop fighting and admit defeat; to yield: The soldiers were outnumbered and gave in to the enemy.) teslim olmak
    2) (to hand or bring (something) to someone (often a person in authority): Do we have to give in our books at the end of the lesson?) vermek, teslim etmek

    English-Turkish dictionary > give in

  • 19 выдавать

    vermek,
    teslim etmek,
    dağıtmak; ele vermek; iade etmek,
    geri vermek; gibi göstermek; üretmek
    * * *
    несов.; сов. - вы́дать
    1) vermek; teslim etmek ( вручать владельцу); dağıtmak ( распределять); kesmek (билет, квитанцию)

    вы́дать о́рдер на аре́ст — tevkif müzekkeresi kesmek

    2) ele vermek; dile vermek ( разглашать)

    его́ вы́дал преда́тель — onu bir hain ele verdi

    её вы́дал го́лос — onu sesi ele verdi

    выдава́ть секре́т — sır vermek

    он сам себя́ вы́дал — kendi ağzıyla tutuldu

    3) ( передавать) iade etmek, geri vermek

    выдава́ть престу́пников (другому государству)suçluları iade etmek

    4) (за кого-что-л.) diye tanıtmak; gibi / olarak satmak; gibi göstermek

    он вы́дал себя́ за врача́ — kendini doktor diye tanıttı

    он выдаёт себя́ за врача́ — kendini doktor gibi satar

    они́ выдаю́т э́то за кру́пный успе́х — bunu büyük bir başarı gibi gösteriyorlar

    э́тот факт вы́дали за несча́стный слу́чай — bu olaya kaza süsü verdiler

    выдава́ть чёрное за бе́лое — karayı ak göstermek

    5) (добывать, производить) çıkarmak, üretmek

    ско́лько он выдаёт за сме́ну? — bir vardiyalık üretimi ne kadar?

    6) разг. ( ругать) veriştirmek
    7) ( замуж) vermek

    за кого́ он вы́дал дочь? — kızını kime verdi?

    Русско-турецкий словарь > выдавать

  • 20 resign

    v. istifa etmek, istifasını vermek, çekilmek, bırakmak, vazgeçmek, teslim etmek, emanet etmek, teslim olmak, kendini vermek
    * * *
    istifa et
    * * *
    1) (to leave a job etc: If he criticizes my work again I'll resign; He resigned (from) his post.) istifa etmek
    2) ((with to) to make (oneself) accept (a situation, fact etc) with patience and calmness: He has resigned himself to the possibility that he may never walk again.) kabullenmek
    - resigned

    English-Turkish dictionary > resign

См. также в других словарях:

  • teslim etmek — 1) bir şeyi sahibine vermek 2) bir şeyin kullanımını, korunmasını veya mülkiyetini vermek, bırakmak, devretmek, terk etmek 3) gerçek olduğunu söylemek ... oku da parmaklarını ısırsınlar, Sara nın süsten ve fanteziden ibaret bir mahluk olmadığını… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ruhunu teslim etmek — ölmek Hiçbir şey söylemeden ruhunu teslim etmiş. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teslim — is., Ar. teslīm 1) Bir şeyi sahibine verme 2) Emanet alınan bir şeyi sahibine geri verme 3) Bırakma, devretme, terk etme Şehrin teslimi sırasında çok kan döküldü. 4) ünl. Teslim ol veya teslim oluyorum sözü 5) mec. Gerçek olduğunu söyleme,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teslim olmak — 1) üstün bir güç karşısında mücadeleden vazgeçip yenilgiyi kabul etmek Şehir yağma edilmesin diye teslim olmasını bekliyor. O. C. Kaygılı 2) kendini teslim etmek Pençesindeki nefis ve inatçı avın, gözyaşlarıyla teslim oluşundan sevindi. Ö.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • adalete teslim etmek — sanığı, adalet işleriyle uğraşan kuruluşa götürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yuları teslim etmek — yuları ele vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teslim bayrağı çekmek — 1) yenilgiyi kabul etmek 2) çekişme sonunda, karşısındakinin istediğini yapmaya razı olduğunu bildirmek Bu gülümseyişte önleyemediği bir hüzün, teslim bayrağını andıran bir şey vardı. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tahvil etmek — 1. değiştirmek. 2. teslim etmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • posta etmek — 1) görevliler, birini resmî bir daireye götürmek 2) birini, gönlü olmasa da bir kimseye teslim edip bir yere göndermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MÜVAFAT — Teslim etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • teslemek — teslim etmek …   Beypazari ağzindan sözcükler

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»